Küçük Çocuk Eğitimi (0-6 yaş) çok önemli bir temele dayanır: Çocuğu var olan yapısıyla, genetik donanımıyla, iç potansiyeliyle geliştirmek, onu keşfetmek, yeteneklerini ortaya koymasına, gerekli becerileri kazanmasına rehberlik etmek. Çocuk, yeni doğduğu zaman, boş beyaz bir sayfa değildir. Genetik donanımı, iç potansiyeli, keşfedilecek özellikleri ve yetenekleriyle gelişip büyümeye aday bir kombine varlıktır. Eğitim, bu varlığı aşama aşama geleceğine hazırlama sanatıdır.
Eğitimin Aşamaları Nelerdir? Öncelikle, başarılı bir eğitim için, gelişimin “kritik periyotlarını” bilmek, bunları dikkate almak gerekir. Çocuğun “kritik periyotları”, 0-1 yaş arasının bağımlılığından kurtulması, yürümesi, konuşması, tuvalet eğitimine hazırlanması, duygularını kontrol etmeyi öğrenmesi, strese karşı dayanıklılık kazanması gibi önemli aşamaların kavşak noktalarıdır. Çocuğun eğitimi, onunla beraber, onun hazır olduğuna işaret etmesi, onun öncülüğüyle yapılmalıdır. Çocuğun istemediği, hazır olmadığı, kapasitesine uygun olmayan çabalar sonuç vermez ve başarısız olur.
Çocuk Nasıl Öğrenir? Çok önemli bir nokta da çocuğun nasıl öğrendiğini bilmektir. Çocuk üç yolla öğrenir:1. Modelle öğrenme: Çocuk bir şeyin nasıl yapıldığını, nasıl yapılması gerektiğini örneklerle öğrenir. Bu örnekler; anne-baba, aile bireyleri, eğitmenler, bakıcılar, çocuğun yaşıtları ve başka çocuklardır.2. Davranışla öğrenme: Çevresindeki davranışlar da çocuğun öğrenmesinde önemli bir kaynaktır. En yakınlarından başlayarak çevresi, televizyonda gördüğü, çizgi filmlerdeki davranışlar onun için önemli öğrenme kaynaklarıdır.3. Bilinçsel Öğrenme: Çocuk kendisine söylenenleri algıladığı zaman bilinçsel yolla öğrenmeye başlar. Ses iletileri, sözel iletiler etkili olduğu oranda çocuğun öğrenme yolu olurlar.
Genel olarak “çocuğun öğrenmesi”, her üç yolun “tutarlı bir bütün oluşturması” ile olumlu yoldan sağlanır. Modelin, davranışın ve bilinçsel iletilerin çelişkili, karışık olduğu zamanlarda çocuk öğrenmekte zorlanır. Çocuğun öğrenme yolları kadar, iletilerde baskı olmaması sevgiyle davranış ,dikkat sürelerinin dikkate alınması da önemlidir.
Yaparak Görerek Öğrenme Nedir? Bilinen bir söz; “Duyarsam işitirim, Bakarsam görürüm, Yaparsam öğrenirim” der. Öğretilmek istenen şeyi “çocuğun yaparak başarması” en etkin öğrenme yoludur. Hem zihinsel işleme, hem duygusal katılıma dayalı “yaparak eğitme”, Montessori yönteminin temelidir. Çocuklar her şeyi “kendileri yaparak” öğrenirler. Annelerinin ve babalarının uygulamaları onlara “öğretmez”. Onun için de; Çocuk yürümeli, koşmalı, tırmanmalı, kaymalı, yaşına uygun motor becerileri kazanmalıdır. Çocuk istekli olduğu zamandan başlayarak 1.5-2 yaşından itibaren kendini beslemeyi öğrenmelidir. Başlangıçta yardım edilse de bu yardımın amacı çocuğun “kendi yemeğini yemesini öğrenmesi” olmalıdır. Giyinme ve soyunmayı öğrenmelidir. Oyun oynamayı, oyun kurmayı, oyuncaklarını toplamayı öğrenmelidir. Resim yapmayı, Şarkı söylemeyi, müzik ritmini, tempo tutmayı öğrenmelidir. Yapabileceği her şeyi yapmasını sağlayan ortamı ve araç-gereçleri hazırlamalı, yapmasını istemeli , yapamadıkları da öğretilmelidir.
Eğitimle Nelerin Kazanılması Amaçlanmaktadır? Öncelikle “kişilik gelişimi” amaçlanır. Doğuştan varolan kişiliğin gelişimi eğitimin temel amaçlarından birisidir. “Karakter gelişimi” de eğitimin temel amaçlarının başında gelir. “Akademik zekâ” gelişimi, “Duygusal zekâ” gelişimi, “Sosyal zekâ” gelişimi, eğitimle sağlanacak amaçlardır. 0-6 yaş eğitimi, sonraki bütün eğitim süreçlerindeki başarının temelidir. Bu dönem başarılı olursa, yaşam başarısı için çok sağlam bir temel oluşur. Eğitimin başarısı da çocuğun bu alanlarda ulaştığı düzeyle ölçülür. Başarılı bir “0-6 yaş Eğitimi” alan çocukta şu özellikler kazanılmış olmalıdır: Yetkin kişilik Sağlam karakter Karşılaştığı durumları doğru algılayan, sorunlarını çözen Akademik Zekâ, Duygularını bilen, tanıyan, yöneten Duygusal Zekâ, Doğru iletişim kurabilen, empati yetisi gelişkin Sosyal Zekâ, Özgüvenli, kendi kararlarını ölçerek verebilen, hedeflerini seçebilen, bu hedeflere yürüme cesaretine, kararlılığına sahip olan, yapma iradesini kazanmış başardığıyla başı dönmeyen, başarısızlıkla yıkılmayan özgün düşünen insan.
Bu Eğitimi Kimler Yapacaktır? Küçük çocuk eğitimi, çocuk doğduğu anda başlar ve ilk eğiticiler anne, baba ve çocuğa bakanlardır. Daha sonraki eğitim dönemi, bu konuda eğitim almış eğitimciler tarafından yapılmalıdır. Eğitimsiz insanların çocuk üzerindeki etkileri alışılmış davranışların çerçevesinde belirlenir. Oysa, çocuk eğitimi sürekli yenilenen bilgilere ve bu bilgilere dayalı davranışsal yöntemlere gerek gösterir. Bu konu için eğitilmiş eğitimcilerin de sürekli yenilenen bilgilere ve davranışlara gereksinimi vardır. Her koşulda çocuk, hem kendi ailesi tarafından hem de kurum eğitimcileri tarafından birlikte eğitilecektir. Onun için de eğitimin amaçlarının ve yöntemlerinin aile ile çocuk evi tarafından ortaklaşa yürütülmesi gereklidir. Bu paylaşım çocuk eğitiminin en önemli ilkelerinden birisidir.
pasta
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM NEDEN ŞART?
• Saygı, sevgi,• Paylaşma, iş bölümü,• Sorumluluk,• Sosyal çevre oluşturmaaçısından çocuğu geleceğe hazırlayan en güvenli ortamdır. Bilindiği gibi, 3 ile 6 yaş arası, çocukta pek çok değişmenin yaşandığı yıllardır. Normal gelişim gösteren bir çocuk, 6 yaş civarında bir çok motor becerileri kazanmış, çeşitli fiziksel becerilerini kullanmaya başlamıştır. Bilişsel gelişim açısından ise, fiziksel ve sosyal çevresi ile ilgili yoğun bir bilgi birikimi oluşturmaya ve çevresinde gelişen olayları anlamaya başlamıştır. Buna karşın, okul öncesi yılları çocuğun soyut düşünme yetisinin henüz tam şekillenmediği ve bu nedenle yapılan tüm etkinliklerin somut bir biçimde çocuğun yaparak ve deneyerek öğrenmeyi gerçekleştirdiği yıllardır. Düşünüldüğünde, okul öncesi yılları çocuğun arkadaşları ve öğretmeni ile birebir olarak kuracağı iletişime dayalı konuşma ve dinleme becerilerini geliştirici etkinliklerin ağır bastığı yıllar olmalıdır.
Okul öncesi eğitim neden gereklidirsynopsis• Çocukta zeka gelişiminin %80′lik kısmı 7 yaşına kadar tamamlanır ve öğrenme becerisi bu yaşta gelişir.• Çocuğun grup içine katılması, sağlıklı ilişkiler kurması, kültürel değerlerine sahip çıkması, sosyalleşmesi gibi olgular bu yaşta gelişir.• Bu dönemdeki sapma ve olumsuzluklar çocuğun bütün yaşamını olumsuz yönde etkiler.• Farklı kültür ortamlarından ve ailelerden gelen çocuklar ortak bir yetişme ortamına okul öncesi eğitim kurumlarında ulaşır. Çocuk kendine güven duygusunu bu kurumlarda kazanmaya başlar.• Dilini doğru, yanlışsız ve güzel konuşma özelliğini bu yaşta öğrenir. Toplumu, çevreyi, evreni ve insan davranışlarını tanımaya başlar.• Nesneleri, eşya ve varlıkları, temel bir takım becerileri, davranışları, olumlulukları ve olumsuzlukları öğrenmeye başlama yaşı 4-6 yaşları arasındadır.• Aile içi desteğin tek başına yetmediği, çocuğun kendi yaşıtlarıyla birlikte olabileceği, bedensel ve zihinsel gelişmelerini sağlıklı biçimde sürdürebilecekleri bir ortam olduğu için okul öncesi eğitim zorunlu ve gereklidir.Türkiye genelinde ortalama okul öncesi okullaşma oranı %15 tir. Bu son derece çarpıcı bir orandır. Diğer Ülkelerle karşılaştırıldığı zaman durum daha net olarak anlaşılmaktadır. Avrupa’daki bir çok ülkede bu oran %100’dür.
Okulöncesi eğitiminin desteklenmesi için sonuç olarak şunları söyleyebiliriz: Aile ve eğitimci işbirliği ile gerçekleşen okulöncesi eğitim; çocuğun daha yaratıcı, ileriyi görebilen, yeni ürünler yaratabilen ve çevresini kendi amaçları için yönlendirebilen özerk bir birey olarak yetişmesine katkı sağlayacaktır.